-
Talep artışı ekonomik krize rağmen korundu... Gayri safi yurtiçi hasıla’nın son 20 senedir artışına paralel olarak, toplam enerji arzını(TPES) karşılama yolundaki darboğazdan çıkmak, ekonomik ve mali planlama yapan kurumların gündemine hakim olmaya başladı.
Nitekim toplam enerji arzı inanılmaz bir iyileşme ile 1975-2008 yılları arasında %4,3luk yıllık bileşik büyüme oranı ile 111 MTEP seviyesine ulaştı. Ayni zaman aralığında elektrik tüketimi ise %7,3luk bir yıllık bileşik büyüme oranı şehirleşmenin ve endüstri alanındaki büyümenin, Türkiye’nin en büyük gelişen ekonomilerden biri olduğunu bir defa daha kanıtladı.
kullanılmamasına yol açmıştır. Gerçekten de 2005 yılından bu yana elde edilen ortalama verimlilik oranı %37-%40 seviyesindedir. Fakat bu koşullar yenilenebilir enerji kullanımını arttırmadı.
Ülkemizin büyüyen enerji kapasitesinin arkasında gizli kalmış, kullanılmayan yenilenebilir enerji potansiyeli yatmaktadır. Hidroelektrik santralleri dışındaki bu santrallerin yüzdesi 1970lerden bu yana %33 seviyesinde sabit kalmıştır, herhangi bir yenilenebilir enerji kaynağının ekonomiye kazandırılması için bir proje başlatılmamıştır.
Diğer taraftan ise hidroelektrik santrallerinin 1972 yılındaki %29'luk payları 2007 yılında %19 seviyesine inmiş, aradaki fark ise 1980lerden bu yana doğal gazlı elektrik santralleri ile kompanse edilmiştir.
Pazarı 2001 yılından bu yana kuşatan liberalleşme sıkıntılarına rağmen, kurulu kapasiteye yakından bakıldığında %81'lik büyük bir oran ile devlet hakimiyeti göze çarpmaktadır.
%81'lik bu payın %59'u doğrudan devlet kontrolünde olup %23'u devletin sahip olduğu bir firmaya ait olup özel sektor tarafından isletilmektedir. Geriye kalan %18lik kısım ise özel şirketler tarafından paylaşılmaktadır.
2008 yılında 221 üretim ve 18 imalat lisansı toplamda 12GWlik bir gücü kapsayacak şekilde aşağıda görüldüğü gibi dağıtılmıştır.
Termal projelerin %58 gibi yüksek bir oranda olması, ve bu termal projelerin %44'luk kısminin kömür tarafından oluşturulması, Türkiye’de yenilenebilir enerji alanında yapılan eksik teşvik ve promosyon çalışmalarının kanıtı gibidir. |